AİLE ŞİRKETLERİNDE KURUMSALLAŞMANIN ÖNEMİ

15-03-2021 16:01    836

Hayatın anlamının ne olduğu sorulduğunda, yirminci yüzyılın ünlü psikoloğu Freud bu soruyu şu üç sözcük ile tanımlıyordu: " Lieben und Arbeiten". Yani, "sevmek ve çalışmak". Freud'a göre mutluluğun iki atardamarı olan bu iki unsurdan birisi eksik olduğunda insanlar hayatta yeterince mutlu yaşayamazlar. Pek çok kişi için hayatın en önemli iki unsuru ailesi ve işidir. O nedenle bu iki unsuru aynı anda içerebilen 'aile şirketleri', kamusal- ortaklı şirketlerden çok ayrı bir özellik gösterir ve o nedenle de ayrı bir inceleme konusudur.

Aile şirketleri hem Türkiye’de hem de tüm dünyada ekonominin en önemli oyuncuları. Forbes’in milyarderler listesinin %40’tan fazlası aile şirketi sahiplerinden, dünyanın en zengin ilk 10 şirketinin 7’si aile şirketi sahibidir.

Dünyada birinci kuşak tarafından kurulan her 100 aile şirketlerinden sadece 3 tanesi 3.kuşağa kadar yaşayabiliyor. Öte yandan aile şirketlerinde oldukça nadir olsa da 750 yaşına ulaşmış olanları görmek de mümkün. “Kuşaklar boyu yaşayan ve büyüyen aile şirketleri” kurabilmenin yolu şirket, ortaklar ve aile arasında kesin sınırlar çizen, kurumsallaşmış bir aile şirketine dönüşmekten geçiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Anadolu’daki işletmelerin yüzde 95’ini aile şirketleri oluşturuyor.

Bu şirketlerin yüzde 30’unun ikinci kuşağa, yüzde 12’sinin üçüncü kuşağa geçebildiğini, dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranının ise yüzde 3’te kaldığını “Cumhuriyet öncesi dönemde kurulmuş ve bugün hala devam eden işletme sayısı 100’ü bulmuyor.

 -Farklı kaynaklardan farklı oranlar açıklanmasına karşın, dünyadaki aile işletmelerinin sayısının, tüm dünyadaki işletmelerin yüzde sekseninden fazla olduğu varsayılmaktadır.Dünyadaki en büyük ve en başarılı şirketlerin büyük bir çoğunluğu aile şirketidir.

Türkiye’de yaklaşık 2 milyon civarında şirket bulunmaktadır. ATO yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de şirket yaş ortalaması 12 sene. Buna karşılık uluslararası şirketlerin ortalama yaşı 40-50 sene. 

İncelemeye göre, “kooperatifler” ortalama 17 yıl, “komandit şirketler” 16 yıl, “anonim şirketler” ve “şahıs firmaları” 13 yıl, “limited şirketler” 10 yıl yaşıyor. “Yabancı şirketlerin ortalama ömrü ise 9 yılda kalıyor.

Aile şirketleri sahip oldukları karakteristik özelliklerin bir sonucu olarak bir çok sıkıntıya göğüs germek zorundadır. Bu sıkıntıların ülkemizde ve dünyada aile şirketleri açısından yapısal sorunlara dayandığı ve genel anlamda ancak “kurumsallaşma” ile çözülebileceğini söyleyebiliriz.

Hem ülke ekonomisi hem de toplumsal dinamikler açısından önemli  olan aile şirketleri, başarılı bir biçimde yönetilmeli ve gelecek planlaması yapmalıdırlar. Aile şirketlerinde yasanan  hak, çıkar, inanç ve güç çatışmaları  beraberinde gelen diğer yapısal sorunlar ve uyumsuzluklar ancak kurumsallaşma yoluyla kontrol altına alınabilir ve giderilebilir. Kurumsallaşma bir nevi kuruluşların geleceği ve sürekliliği için sigorta görevi üstlenmektedir. Yukarıda belirtilen büyük orana sahip aile şirketlerimiz kurumsallaşarak, ülkemize ekonomik ve istihdam açısından katma değer sağlayacağı ve dünyada sayılı şirketler arasında yerini alacağı aşikardır.

 

Dr.Musa TUNCAY

İş Geliştirme Mentörü/Danışman


Etiketler: